17 Şubat 2010 Çarşamba

DÜŞÜNMEK!

Şimdilerde hafta sonları, İzmir’e gidip geliyorum.
Dünya Hafıza Şampiyonlarından, Sayın Melik DUYAR’IN ‘Beyni Etkin Kullanmak!’ eğitimine…
Program, beş hafta, Pazar günleri, saat 09.30 ile 12.30 arası olarak gerçekleşiyor.
Bütün bunları niye yazdım?
Eğitime verilen önemin üzerinde durmak için!
Pek çok insan, Pazar sabahı yatağında mışıl, mışıl uyurken; ben, Pazar sabahları saat beşte kalkıp, altı otobüsüyle, İzmir’e gidiyorum. Öğleden sonra iki otobüsüyle de dönüyorum.
Buradan sevgili eşime, bu konuda bana destek olduğu için de teşekkür ediyorum.
Bu yaşa gelmişim, ‘Hala bir şeyler öğrenebilir miyim?’ diye çırpınıp duruyorum.
Oralara gidince, görüyorum ki, benim gibi çırpınan daha pek çok insan var. Kalkmış, yeni şeyler öğrenmek ve kendisini geliştirmek için, maddi manevi zorluklara rağmen, bu eğitime gelmiş.
Genelde bu tip eğitimlere çok katılırım ve insanların yeni şeyler öğrenmek için katlandıkları zorlukları görünce, gelecek için umutlanırım.
İnsanlarımız, gerçekten emek sarf ediyor ve gelişiyoruz diye...
Sadece öğrenmek isteyenler mi zorluklara katlanıyor sanıyorsunuz?
Uzman eğitmenimiz, Sayın Melik DUYAR, bizler gelişelim, öğrenelim diye, her hafta taa Ankara’dan kalkıp, İzmir’e geliyor.Sanıyor musunuz ki, daha çok para kazanmak için geliyor?
Hayır!
Eminim, bizlerden aldıklarının çok daha fazlasını gene eğitim için harcıyordur.
‘Bilenin bilmeyene borcu vardır.’ Diye güzel bir sözümüz vardır bizim.
Bence, Sayın Melik DUYAR, bunun bilinciyle yollara düşüp, Ankara, İstanbul, İzmir ve daha pek çok yerde bildiklerini başkalarına aktararak bu borcu ödemeye çalışıyor.
Bence son derece saygı duyulacak ve örnek alınacak bir davranış.
İnsan olarak, onun açtığı yoldan yürümek, bizlere düşen en önemli görev.
Bir insan, emekli olmuş, çocuklarını büyütmüş, maddi zorluklarını aşmışken, niye daha fazla öğrenmek istesin ki?
İşte biz, bu eğitimler sırasında bu sorunun cevabını alıyoruz. Beynin fonksiyonlarını tanıdıkça, neyi neden yaptığımızın cevaplarına da ulaşıyoruz.
Beynimiz, tam donanımlı, sihirli bir yapı. Onu verimli kullanarak, büyük başarılar elde edebilir, büyük eserler meydana çıkarabiliriz.
Öyle muhteşem bir yapı hepimizde mevcut ama tam kapasite kullanamıyoruz maalesef!
Eğitimde öğrendiğimize göre, her insanda yüz bin adet beyin hücresi mevcut. Ancak bu hücrelerin aktif hale gelmesi, bizim çabalarımızla mümkün olabiliyor.
Beyin hücreleri arasındaki bağlantılar, düşünceyle aktif hale geliyormuş. Yani, düşünerek, mevcut bağlantılardan, haberleşme ağı oluşturabiliyoruz.
Ünlü düşünür Descartes, yüzyıllar öncesinden bunu ne güzel anlatmış;
‘Düşünüyorum, öyleyse varım!’ diyerek…
Düşünmek, varlığımızın en önemli sebebi. Düşünerek, iyiyi kötüyü ayırabilir, doğruya ulaşabiliriz. Yanlışı fark edip, düzeltebiliriz.
Sadece kendi çıkarlarımıza göre yaşamayıp, bizden başkalarının da bu Dünya üzerinde hakkının olduğunu biliriz.
Sahip olduğumuz, maddi manevi değerlerle, zor durumda olan insanlara yardım ederiz.
Birisinin başına gelen zor bir durumun, birgün bizim başımıza da gelebileceğini düşünüp, ona göre önlemlerimizi alırız.
İşte arkadaşlar, düşünmek bu kadar güzel bir şey.
Yaptıklarımızın sonuçlarını, söylediklerimizin nasıl anlaşabileceğini, önceden düşünebilirsek, pek çok kırgınlık ve hatalı durumun hiç ortaya çıkmayacağını düşünenlerdenim.
Düşünceniz bol, beyniniz aktif olsun! 16.02.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder