25 Şubat 2011 Cuma

SPORLA YAŞA!

Türk sosyal bünyesinde spor düzenlemekle vazifeli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor yaptırmazlar. Esas olan bütün yaştaki Türkler için beden eğitimi ve terbiyesini sağlamaktır.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK



Sporun insan bedeni ve ruhu için ne kadar faydalı olduğunu biliriz bilmesine de bir türlü düzenli olarak uğraşmayız ya da kendi adıma konuşayım, ben uğraşmam. Sağlıklı, zayıf, zinde ve mutlu olmak istiyorsak spor yapmalıyız. Spor yaparken yirmi dakikadan sonra vücudumuz endorfin hormonu salgılıyormuş, o da mutluluk veriyormuş. Uzmanlar böyle söylüyor…:))
Gençlerimize spor yaptırsak, onları ekipler halinde bir araya getirsek, aynı anda hem arkadaş hem rakip olabilme imkânı versek… Sportif bir karşılaşmada en yakın arkadaşıyla rakip olabilmek ya da rakip takımdaki kişilerle sık sık karşılaştığı için, bir süre sonra onunla arkadaş olabilmek ne güzel bir duygu!
Bu duyguları gençlerimiz, çocuklarımız yaşasın istiyorsak sporu onların hayatının merkezi yapmalıyız. Sadece ders çalışmalarını sağlayarak, okula dershaneye göndererek çocuklarımızın kaliteli bir hayatlarının olmasını garantileyemeyiz. Onların hayatına erken yaşlarda müzik ve sporu da sokmalıyız.
Akıl, beden, ruh sağlığı bir bütündür. Birinden biri bozulursa tüm sistemimiz bu durumdan olumsuz etkilenir. Şimdilerde yaptığımız gibi, çocuklarımızı okuldan dershaneye, sonra özel derse göndererek iyi yaşamalarını sağlayamayız. Sınavlarda ve hayatta başarılı olmalarını istiyorsak spora ayıracakları zaman da olmalı mutlaka.
Nazilli Denetimli Serbestlik ve Yardımlaşma Merkezi ile Nazilli Koruma Kurulu, şu günlerde ortak bir projeye imza atıyorlar. ‘SPORLA YAŞA!’
Gençlerimizi ve çocuklarımızı sporla tanıştırıp, gerekli şartları oluşturmak için bir süredir gayretli bir çalışma yapılıyor. Spor yaparak gençlerimizin ve çocuklarımızın hayat kalitelerinin yükseltilmesi hedefleniyor. Spor yapabilecek şartları olmayan çocuklarımız için, hazırlanmış imkânlar oluşturulup, onlardan ve ailelerinden bu projeye katılıp, hayata geçirilmesi bekleniyor.
Bu projenin gerçekleştirilme aşaması zorlu bir süreçti. Çalışma geniş kapsamlıydı, hedef kitle kalabalık ve büyüktü. Projeyi hazırlayanlar başta, Nazilli DSYM şube müdürü Sayın Özgür Bozat ve ADÜ BEYSO Müdürü Sayın Reşat Kartal olmak üzere çalışmalara katılan kişiler kendi zamanlarından fedakârlık ederek, bu projenin hayata geçmesi için çok uğraştılar. Çünkü son tahlilde aslında kimseye ait olmayan bir çalışma… ‘ Bu senin işin, yapılacaklardan sen sorumlusun.’ Diyecek bir muhatap yok aslında ortada. Tamamen toplum yararına üretilmiş, duyan herkeste heyecan ve umut uyandıran bir proje. Geleceğimiz için, çocuklarımız için sağlayacağı faydayı düşününce, yaşanılan zorluklar bir çırpıda yok oluyor, yeni bir gayretle çalışmalara devam ediliyor…
Neyse ki başlangıç aşamasına gelindi ve artık proje hayata geçirildi. Kısa zaman içinde de olumlu sonuçlarını alacağımıza inandığım bu faaliyette gönüllü çalışan olarak yer almaktan gurur duyuyorum. İnanıyorum ki çevremizde pek çok kişi ve kurum bu projeden hareketle sportif faaliyetleri önemseyip, hayata geçirilmesine katkıda bulunacaklardır.
Spor yapan biri, kendine zaman ayırmanın önemini fark eder. Bir takım içindeyse eğer, o takım ve arkadaşları için önemli olduğunu fark eder, çalıştığı takım, ulusal başarılar elde edecek olursa yaşadığı şehir için önemli olduğunu fark eder. Hatta uluslararası bir yarışmaya katıldılarsa eğer, ülkesi için ne kadar önemli olduğunu fark eder…
Bir insana ne kadar önemli olabileceğini anlatmanın daha iyi bir yolu var mıdır? Toplum için yapabileceği çok şey olduğunu göstermenin…
İnanın çocuklarımıza, yani geleceğimize yapabileceğimiz en önemli katkı, onları sporla buluşturmaktır. Spor yapan bir beden sağlıklı olur, zihin zinde olur, ruh mutlu olur.
Bizler zaten sağlıklı, zinde ve mutlu olmak için yaşamıyor muyuz? Bütün çabalarımızın altında yatan sebep bu değil mi?
Ne duruyoruz öyleyse?
Haydi, spor yapmaya, yaptırmaya …
Spor yapan çocuk, sağlam arkadaşlıklar kurar, kendine, arkadaşına, büyüklerine ve ülkesine saygı duyar. Bir kimliği vardır ve önemli bir amacı… Kısa vadeli yaşayan bir insandan, büyük hedefleri olan bir insana dönüşmüştür o artık.
Spor yapan bir genç, kötü alışkanlıklarını bırakıp, bedeninin sağlıklı olması için gereken neyse onu yapmayı öğrenir. Spor yaparken katlandığı zorluklar ona, bedenine ve başkalarına saygılı olması gerektiğini öğretir.
Toplumumuz için yararlı bir şeyler yapmak istiyorsak çocuklarımızı, ister bireysel, ister takım sporlarına yönlendirmeliyiz.
Bizim neslimiz, çocukken sokakta oynamayı, karda yağmurda ıslanmayı, toza toprağa bulanarak yaşamayı görmüş bir nesildi. Bilinçli bir spor hareketimiz yoktu ama okulumuza yürüyerek giderdik, top oynar ip atlardık… Şimdiki nesil buları bile yaşayamıyor.
Bilgisayar, televizyon çocuklarımızı eve hapsediyor. Hoş çıkıp, oynamak isteyen çocuklarımıza güvenli bir oyun ortamı da sağlayamıyoruz ya…
İşte bu noktada projemiz önem kazanıyor. Çünkü uzman çalıştırıcılar eşliğinde, malzeme ve yer tedariki yapılmış bir şekilde takımlar oluşturulacak. İstediğimiz sadece can-ı yürekten bu işe koşacak katılımcılar.
Umudumuzu kaybetmeyeceğimiz,
Gözümüzü arkada bırakmayacak,
Sağlıklı, mutlu, umutlu,
Yeni nesiller yetiştirebilmemiz dileğiyle…

Gül ATAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder