16 Mart 2010 Salı

KİTAP OKUYUNCA!

Evet, neler olur kitap okuyunca?

Ben, mutlu oluyorum. Bilgili oluyorum, sürekli yeni şeyler öğreniyorum.

Her şeyden önemlisi, canım sıkıldı diye başkalarının başına musallat olmuyorum.

Çocukluğumda, hiç canımın sıkıldığını hatırlamıyorum. Çünkü her fırsatta kitap okumaya koşardım. Evde kalabalık olduğumuz için yalnız kalabileceğimiz ortamlar zor oluşuyordu.
Ben, genelde herkes yattıktan sonra oturup, ya kitap okurdum ya da sayfalar dolusu, duygu ve düşüncelerimi yazardım. Eskiden hatırladığım en canlı duygu; günlük yazmanın beni ne kadar rahatlattığıydı.

Okumak, her zaman herkes için çok faydalı ama yazmakta çok faydalı bence.

Yazmanın önemli olduğunu bildiğim için, çevremdeki insanlara her fırsatta defter hediye ederim.

Çok kitap okuyan biri olarak, defter hediye etmem bazı kişiler şaşırıyor.

Çok kitap okumak, insanda birikim oluşturuyor. Yazarak bunu giderebiliyoruz. Yazarak bir şekilde kendimizle iletişim kurup, duygularımızı analiz edebiliyoruz.

Düşünmeden, analiz etmeden, sadece başkalarının yazdığını okursak, gelişme fırsatı bulamayız.

Okuduklarımızı düşünüp, önceki bilgilerimizle ilişkilendirip, yeni sonuçlara varabilmeliyiz.

Okumak, bize ve başkalarına yararlı bir şeyler katabiliyorsa önemlidir.

Ben, otuzlu yaşlarımda, kendimi şöyle bir sorguladım:
Nasıl bugünkü hale geldim? Neden böyle düşünüyorum ve davranıyorum?

Sorgulama sürecimin sonunda, okuduğum kitapların kişiliğimin oluşmasında çok etkili olduğunu fark ettim.

O günden sonra da nasıl olmak istiyorsam, o konuyla ilgili kitaplar okumaya başladım. Mesela, zamanla ilgili sorunlarımı çözmek için, zaman yönetimiyle ilgili kitaplar okudum.
Çocuklarımı daha iyi yetiştirebilmek kaygısıyla, çocuk gelişimi kitapları,
Çalışma hayatımda daha etkin olabilmek için, mesleğimle ilgili kitaplar okudum.

Gerçektende okuduğum her kitap, beni amacıma ulaştırmada çok etkili oluyordu. Üstelik tek bir kitapla yetinmeyip, aynı konuda yazılmış, farklı bir yayınevi ve yazara ait başka kitaplar da okuyordum.

Bu çoklu okuma, hem bakış açımı, hem de bilgimi geliştirdi. Olayları tek boyutlu olarak değerlendirmemem gerektiğini öğrendim.

Bir konuda, farklı fikirlerin olabileceği, her şart ve duruma göre, alınan sonuçların değişik olabileceğini anladım.

Bu anlayış, benim hoşgörü seviyemi artırdı. Tartışma ortamlarına girmemeyi, herkesin düşüncelerine ve fikirlerine saygı duymayı başarabildim.

İşte, kitap okumak böyle bir şey!

İnsanın anlayışını, bakış açısını ve hoşgörüsünü geliştiriyor.

İnsanların neyi, niye yaptığını anlıyoruz.

Ve anlayınca, affetmek bizim için daha kolay oluyor.

Affeden yürekte de sevgi daha çok ortaya çıkıyor.

Kitap okumanın ne kadar güzel sonuçları olabileceği üzerinde duruyorken, güzel Nazilli’mizde yeni ve hoş bir etkinlikten söz etmek istiyorum;

‘KİTAP GÜNLERİ!’

Lütfi Selek Kültür Merkezi’nde, Nazilli’de ki kitapevlerinin büyük bir kısmı stant açmış, mini fuar görünümünde hoş bir ortam oluşturulmuş.
Bu ortamın oluşturulmasında emeği geçen her kesin eline, yüreğine sağlık!

Yıllardır, İzmir’deki kitap fuarlarını takip ediyorum, ‘Neden bizim buralarda da olmaz ki!’ diye hayıflanırken, nihayet Nazilli’de de küçük bir modeli oluştu. Gelecek yıllarda, katılım ve ilgi daha yüksek boyutlarda olacağına inanıyorum.

Kitap, bu zor hayat şartları içinde yaşarken, önceliklerimiz arasında geri planlara düşüyor maalesef. Aslında hayat kalitemizi ve standartlarımızı ne kadar yükseltebileceğini bilseydik, onu bu kadar gerilere atmazdık diye düşünüyorum.

Yine de inanıyorum ki, en azından, güzel Nazilli’mizde eğitimli ve açık fikirli insanlar, her geçen gün artıyor,Türkiye ortalamasının üzerinde gelişiyor.

‘Kitap Günleri’ni, ‘Kitaplı Günlere’ çevirebilmemiz için, Lütfi Selek Kültür Merkezini ziyaret etmenizi öneriyorum.

Okudukça gelişmeniz dileğiyle… 16.03.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder